Ah, kahve... Her insan umuda nasıl muhtaçsa, üzülenler ağlamaya ya da sevinenler gülmeye nasıl muhtaçsa yalnızlar da kahveye öyle muhtaçtır. Evet, yalnızlar kahveye muhtaçtır. Çünkü yalnızlıkla en iyi kahve gider. Çay gürültüyü, kahkahaları, ateşli sohbetleri sever mesela. Coşkuludur. Kahveyse sessizlik ister, ille de sessizlik...
Kokusunu etrafa buram buram yayabileceği bir ortam ister. Ve ısınmak için kendisini bekleyen el... Bir bebek gibidir o. Evet, aynı bebek! Tertemiz kokar, hassastır, gürültüyü sevmez ve hep ilgi bekler. Sohbetin yanında içilirse gücenir. Mutsuzken sadesi makbuldür. Aslında her zaman sadesi makbuldür ya, neyse... Velhasılı kelam, kahve özeldir.
Kokusunu etrafa buram buram yayabileceği bir ortam ister. Ve ısınmak için kendisini bekleyen el... Bir bebek gibidir o. Evet, aynı bebek! Tertemiz kokar, hassastır, gürültüyü sevmez ve hep ilgi bekler. Sohbetin yanında içilirse gücenir. Mutsuzken sadesi makbuldür. Aslında her zaman sadesi makbuldür ya, neyse... Velhasılı kelam, kahve özeldir.
Hep yalnız içilir dedik kahveye. Yok öyle bir şey, inanmayın. Kahve sevgi işidir biraz da, sevginin hissedildiği ortamlarda bulur kendi değerini. Çoğu yalnız, yalnızlığı sever ve bu yüzden kahve içer. Yalnızlığı sevmeyen ise kendine bir omuz bulmuştur zaten. Eğer sevdiğiniz insanlarla beraberseniz kahve içmekten çekinmeyin. Mutlu olur kendisi, dedim ya sevgiyi sever o. Eğer çok sevdiğiniz insanla beraberseniz kesin kahve için. Gözlerinin içine baka baka yudumlayın. O zaman dikkat edin, kahve ağzınızda yumuşayacak, boğazınızdan huzurla geçecektir.
Kahve hisseder...
Bilirsiniz, yağmuru da sever o. Fark etmemiş olabilirsiniz ama siz pencereden yağmuru izlerken elinizde o da izler. Gökyüzünden yağmanın hayalini kurar belki de. Sahi, kaç kişi vardır gökyüzünden kahve yağdığının hayalini kuran? İşte kahve kurar. Usul usul camlara vuruşunu, toprağa inişini ve toprak kokusuyla kendi kokusunu sentezleyişini düşler. Ama kupadan da şikayet etmez. Uslu bir çocuk gibidir o, hayalinde yaşar tüm yaramazlıklarını.
Kahve üzmek istemez. Üzülenle üzülür, ama üzmez. Aramızda kalsın, en çok hüznü sever.
Dedim ya, kahve hisseder...
Okurken buram buram kahve kokusunu hissettim sanki. Sütlü bir kahve, sürükleyici bir kitap ve sessiz bir ortam... Benim için mutluluk bu sanırım. :) Yazında kendimi gördüm sanki hüzünlü yazar. Canım da kahve çekti. Ama kalmamış ki! :)
YanıtlaSilSevindim :) Ama kahvenin olmaması kötü olmuş, kabus gibi...
YanıtlaSilKesinlikle öyle... :/ Bu arada yazılarını hep saat 8'de mi yayınlayacaksın? Yoksa tesadüfi mi ikisi de 8'de olmuş? Tam evden çıktığım zamana denk geliyor, geç okuyorum yahu. :D
SilGenelde 8 ama bu akşam 21'de, değişiklik olsun dedim :D Twitterda söylüyorum genelde.
YanıtlaSil