16 Şubat 2014 Pazar

Gökyüzünün Sınırları

Gökyüzü... Ne kadar devasa ve sanki sonsuzmuş gibi durur. Kuşlara da bu yüzden özgür demez miyiz zaten, sonsuzlukta uçtukları için? Sonsuz bir mavi... Alçak tavanların arasında yaşayan insanoğlu belki de en çok gökyüzüne muhtaç dünyada.
Her gün aynı işleri yapıp durmaktan, bir çarkın dişlisi olup kendimizi harap etmemizden ve daha çok başka telaşlarımız olduğundan keyifle gökyüzünü izleyemiyoruz. Belki günde sadece birkaç defa kafamızı kaldırmamıza fırsat bulabiliyoruz. Uzun bir süre böyle yaşadıktan sonra ruhumuzda bir daralma peyda oluyor. Ferahlamaya, alçak tavanlardan kurtulmaya ihtiyaç duyuyoruz. İşte gökyüzüne bakmayı o zaman akıl edebiliyoruz ancak. Daraldığımızda, derin bir nefes almaya ihtiyaç duyduğumuzda...

Peki ya ondan da sıkılırsak? Haddimizden fazla daralmamız sonucunda gökyüzü de dar gelemez mi? Çimlere uzanıp göğü seyrederken rahatlayamadığımız olabilir mi? Peki ya o zaman çözümümüz ne olmalı? Alçak tavandan sıkıldığımız zaman gökyüzüne bakıyorduk... Peki gökyüzünden sıkıldığımız zaman? Duvarların yaptığı gibi bulutlar da üstümüze üstümüze gelemez mi? Kendimizi dünyada sıkışıp kalmış gibi hissedemez miyiz? Böyle bir durumda nasıl bir çözüm bulurdunuz?
Çaresizlik... Tam anlamıyla çaresizlik olurdu bu. 

Kafesteki bir kuşu düşünelim. Belki onun da canına tak ediyordur darlık, o da kaçıp gitmek için fırsat kolluyor ancak kafesi izin vermiyordur buna. Onun durumu da aynı olmaz mıydı? O da çaresizliği son haddinde yaşamaz mıydı? Belki o, sonsuz gibi görünen gökyüzünün hayalini değil de gördüğü en geniş sınır olan tavanın hayalini kuruyordur. "Ah," diyordur, "Şuradan bir çıksam..."

Kafesteki kuşlara ne de çok benziyoruz değil mi? Dünya denen kafesin içine kapatılmışız. Belki bedenimiz gökyüzünün sınırlarını zorlayamayabilir, hatta bu yüzden gökyüzü bize hiç dar gelmeyecekmiş gibi gelebilir. Ancak ruhumuz için gökyüzü sonsuz değildir. Gökyüzü, ruhumuz için bir sınırdır. 

Sahi, ruhumuz için bir sınır var mıdır?





4 yorum:

  1. "Duvarların yaptığı gibi bulutlar da üstümüze üstümüze gelemez mi? Kendimizi dünyada sıkışıp kalmış gibi hissedemez miyiz?"

    Bazen yaşıyorum bunu. Bulutlara dokunmak için elimi kaldırıyorum ama çok uzaklar. Ve ben onların uzaklığı karşısında eziliyorum sanki. Gökyüzüne bakmak beni hep korkutur, özellikle de geceleri. O zaman da yıldızlar o kadar uzak oluyor ki, onlara dokunamıyorum. Kocaman dünyada hiçbir değerim yokmuş gibi geliyor. Hepimiz kafesteki kuşlardan biriyiz aslında. Bizim kafesimiz de dört duvar...

    Bana korkularımı hatırlatan bir yazı oldu. Kalkıp gökyüzüne baktım, bir yıldız parıldıyordu. Ona dokunamadım, çünkü çok uzaktaydı...

    YanıtlaSil
  2. Gökyüzü korkunç olabiliyor dediğin gibi. Biz kendimizi değerli, en azından belli bir statü sahibi görürken gökyüzü bize aslında ne kadar küçük, her şeyden ne kadar aciz olduğumuzu hatırlatıyor.

    YanıtlaSil
  3. Bad-ı Hüzün bu sefer gök yüzüne bakmışsın ama yinede herkesden farklı bakmışsın tabii. Güzel yazı tebrikler.

    YanıtlaSil