26 Şubat 2014 Çarşamba

Bir Özgürlük Hayali

Diyorum ki bazen; alsam çantayı, binsem bisiklete, dağ bayır dolaşsam, günlerce eve uğramasam... Hatta fikir kafama öyle bir yatıyor ki hemen hayaller kurmaya başlıyorum. Bana hayal kurduran şey ise özgürlük!

25 Şubat 2014 Salı

Siste Saklanan Hayatlar -4- -SON-

Ben hala kadının dediklerinin etkisindeydim. Böyle şeyleri sadece film ya da dizilerde görebileceğimi zanneder, abartıyorlar derdim. Ancak kadının anlattığına göre hayat çok daha fazlasını barındırıyormuş. Sokaklar göründüklerinden çok daha derinlermiş. Sormak için soru arıyordum. Sahi, daha ismini öğrenmemiştim:
"İsmini söylemedin sanırım, ben de sormadım."
Yüzüme hiç bakmadan cevap verdi:
"Bir insanı tanımak için isim ne kadar gerekli olabilir ki?"

24 Şubat 2014 Pazartesi

Siste Saklanan Hayatlar -3-

Kadının yüzü gerçekten güzeldi, bunu o an fark etmiştim. Ancak bu güzellik saf, temiz güzellikten değildi. Yüzünde farklı bir çekicilik vardı, hatları kusursuza yakındı. Onu incelediğimi anladı o an, gözlerini kaçırmaya başladı. Hala bekliyordum, bir açıklama için sabırsızlanıyordum. 

23 Şubat 2014 Pazar

Siste Saklanan Hayatlar -2-

Korkuyordum, hem de öyle korkuyordum ki kendimde nefes alacak cesareti dahi bulamıyordum. Korku ve merak, içimde kıyasıya yarışan iki duyguydu o an. Bir yandan kalkmak istiyor, kadın seslerinin içine dalmak ve neler olduğunu öğrenmek istiyordum; diğer yandan ise oracıkta gözlerimi kapatıp sabah güneşli bir güne uyanmak istiyordum. Keşke, diyordum kendi kendime. Keşke pencereden sisi görüp de dışarı çıkmasaydım... 

22 Şubat 2014 Cumartesi

Siste Saklanan Hayatlar -1-

Bir sis kaplamıştı sokağı. Hem de öyle bir sisti ki bu bırak başka bir göz görmeyi, içimdeki hisleri bile duyamıyordum. Her şey bir beyaz perdenin içine gömülmüş gibiydi. Gece yarısında sadece sokak lambalarıyla aydınlanan ama buna rağmen çokça zifiri noktası bulunan sokakta ses yoktu. Arada bir ana yoldan geçen motorların yırtık ve tırların ince sesi duyuluyor ancak hiçbirisi sokaktaki kasveti dağıtmaya yetmiyordu. Sokak tüm varlığıyla sise teslim olmuştu ve ruhunu kendi elleriyle veriyordu etrafını saran beyaz meleklere. 

19 Şubat 2014 Çarşamba

Hüzün Dedik 2

Hüzün demiştik, hüzün... Gece de demiştik, yalnızlık da demiştik, yastık da demiştik... İçinizi karartmışız vesselam. Ama hüzün bu, demeden olur mu?

16 Şubat 2014 Pazar

Gökyüzünün Sınırları

Gökyüzü... Ne kadar devasa ve sanki sonsuzmuş gibi durur. Kuşlara da bu yüzden özgür demez miyiz zaten, sonsuzlukta uçtukları için? Sonsuz bir mavi... Alçak tavanların arasında yaşayan insanoğlu belki de en çok gökyüzüne muhtaç dünyada.

14 Şubat 2014 Cuma

Gölgeler Dost Mu, Düşman Mı?

Karartı... Işığın aydınlatamadığı yer. Misal, gölgeler... 

Gecenin bir yarısı sokakta yalnız yürürken adımlarınızın sesi sanki size ait değilmiş gibi oldu mu hiç? Hani bir şey olmadığını bildiğiniz halde arkanıza bakarsınız ve arada bir önünüze de gelen gölgenizle karşılaşırsınız. Yol boyunca tedirgin olur, ancak içinizden korkmamanız gerektiğini tekrarlayarak bu tedirginliği bastırmaya çalışırsınız. Başka bir şey düşünmek ister fakat bir türlü yoğunlaşamazsınız. Çünkü "burada yalnız değilim" hissine kapılmışsınızdır bir kere. İçinize kurdu yerleştirmişsinizdir. 

13 Şubat 2014 Perşembe

Sokaklar ve Lambaları

Sokaklar.. Nice olaylara sahne olan, insan yaşamının en doğal hallerinin görülebileceği, evlerle çevrili yollar. Sabahları ayrı telaş olur, öğlenleri, akşamları ayrı. Güneşin doğduğu, sokağın henüz aydınlandığı vakitlerde işe ya da okula gitme telaşı başlar. Kaldırımlarda hızlı hızlı yürüyen insanlarla karşılaşsanız bile bu yoğunluğa rağmen sokakta ağır bir sessizlik hakimdir. Uyku kokar...

Bi' Kahve?

Ah, kahve... Her insan umuda nasıl muhtaçsa, üzülenler ağlamaya ya da sevinenler gülmeye nasıl muhtaçsa yalnızlar da kahveye öyle muhtaçtır. Evet, yalnızlar kahveye muhtaçtır. Çünkü yalnızlıkla en iyi kahve gider. Çay gürültüyü, kahkahaları, ateşli sohbetleri sever mesela. Coşkuludur. Kahveyse sessizlik ister, ille de sessizlik...

12 Şubat 2014 Çarşamba

Hüzün Dedik!

Evet, aynen öyle arkadaş, hüzün dedik... Dedik ya bir kere, daha da demeden duramayız evelallah! Mesela geceleri hep düşünürüz. Pencereden bakar, sokak lambalarını iliklerimizde hisseder ve karanlık gökyüzünde kayboluruz. Kulağımızda da bir müzik çalar durur hep, dilimizde de döner...