25 Ekim 2014 Cumartesi

Bir İzmir Masalı - 2

Özlenir İzmir, çok özlenir... Gurbet gelir her şehir İzmir'den sonra, en tenha mahallesi bile özlemle söylenir. Denizi, sokakları, havası özlenir İzmir'in, gün gelir ismi bile özlenir... Çölde deniz gören bedevi, İzmir'in denizini görür mesela, kimse bilmez bunu. En güzel hayaller İzmir'de yaşanır da gene kimse bilmez. Şiirin en can alıcı ama unutulan kelimesi de İzmir'dir, bilmez şair. Bilmez İzmir'i yaşadığını, içindeki İzmir'i bilmez insanlık, kaçacak yerin İzmir olduğunu bilmez isyankar gençler, bilmez dünyayı gezen seyyahlar son duraklarının İzmir olduğunu. Herkes yaşar İzmir'i, ama kimse bilmez...

Bir rüzgarla havası dağılır tüm dünyaya İzmir'in, derin bir nefes alır herkes bu kokunun cennetten geldiğini sanarak. Bilemezler ki o rüzgar, İzmir'in ruhunun iç çekmesidir... O rüzgarı duyan İzmirliler tanır kokuyu, derin bir özlem doğar içlerine. Metroyla saat kulesine gitmek gelir içlerinden, köşeyi dönünce Karşıyaka sahiline çıkmak, bir vapurla Alsancak Kordon'a varmak, otobüsle Buca'nın sokaklarına adım atmak... Gözünü açınca pencereden gelen ışığın İzmir güneşine ait olmasını isterler, evden İzmir'in bakkalından ekmek almak için çıkmayı ve İzmir insanıyla karşılaşmayı... Sonra İzmir'in mevsimini yaşamak isterler, kendilerine bir Endonezyalı kadar yabancı başka mevsimi değil... İzmir'in kışında donmak ve İzmir'in yazında kavrulmak ister canları, ve hepsinden tatlı dille şikayet etmek... 

Özler insan İzmir'i, gurbette memleketi özlemek gibi... Her sokağını, her rüzgarını ve denizi gören her açısını özler. Her fırsatta İzmir çıkar dilinden, her güzellikte akla İzmir gelir.
Çünkü insan özler  İzmir'i...
İnsan özler İzmir'i...
Özler İzmir'i...
İzmir'i... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder